Gelişen dünyada her geçen gün önem kazanan ve yokluğundan şikayet edilen
kaynaklardan en önemlisi “zaman” olgusudur. Şüphesiz geri getirilemeyen ya da
depolanamayan, sadece harcanılabilen bir kaynak olması bu önemi daha da
arttırmaktadır. (Akatay, 2003)
Hızla akıp giden zamanı doğru kullanabilmek için önce onu
fark etmek ve tanımak gerekir.(Yılmaz ve Aslan, 2002)
Bu gereklilik zaman konusunda birçok tanımlamanın ortaya çıkmasına sebep
olmuştur. Zaman kavramı bazı tanımlarda, sabit ve herkes tarafından eşit olarak
sahip olunan bir kavram olarak görülürken bazı tanımlarda başı ve sonu olmayan
soyut bir kavram olarak nitelendirilir.Ancak öznel bir kavram olması nedeniyle
zamanın net ve değişmeyen bir tanımını yapmak kolay değildir. (Akatay, 2003)
Zamanı üç ana başlık altında toplamak
tanımlamayı kolaylaştırmaktadır. Saat gibi kesin birimlerle ifade edilen,
değişmeyen, evrensel olarak kabul gören zaman türü, objektif zaman olarak ifade
edilirken, kişi ve duruma göre miktarı farklı hissedilen zaman biçimi subjektif
zaman olarak kabul edilir. Bir başka zaman türü ise, Erdem ve Kaya tarafından
“yöneticilerin operasyonel işlemler dışında yönetsel çalışmalara ayırdıkları
zaman” olarak tanımlanan yönetsel zamandır. (Akatay, 2003)
Zaman boyutları hakkındaki düşüncelerde Einstein’ın
İzafiyet teorisiyle birlikte büyük bir artış gözlenmiştir. Bu teoriye göre hız
arttıkça zaman yavaşlamaktadır.(Çolakoğlu, Ö.,çev., 2003) Ancak hızın artması
ise zamanı etkili kullanmakla mümkün olacaktır.(Pippin, 2000) Bu aşamada “zaman
yönetimi” terimi ortaya çıkmaktadır.
Zaman Yönetimi:
Zaman yönetimi, Danimarka’da doğup günümüze dek yayılmaya
devam etmiş bir olgudur.(Akatay, 2003) Temelde
zamanın uygun şekilde kullanılması ve yapılacak etkinliklerin bir arada
yürütülebilecek biçimde planlanması anlamına gelmektedir. (Özgen, 2004) Zaman yönetimiyle ilgili olarak Drucker“zaman
en az bulunan bir kaynaktır, eğer o doğru yönetilmiyorsa hiçbir şey yönetilmiş
sayılmaz” derken(Yılmaz ve Aslan, 2002:26) Time Dergisi yöneticisi Pearson ve
Hall zamanın durdurulması ya da kontrol altında tutulması gibi bir olasılığın
bulunmadığını söyleyerek bu kavrama itiraz etmiştir. Onlara göre “kişi zamanı
değil zamana göre kendini yönetir”. (Akatay, 2003)
Zaman yönetimini iki temel başlık altında toplamak
mümkündür:
A.Kişisel Zaman
Yönetimi:
Davranışların ve alışkanlıkların yönetilmesi anlamına
gelir. Alışkanlıkların değiştirilmesini içerir. Bu durum kararlılık gerektirir.
Alışkanlıkların değiştirilmesi altı aşamada
gerçekleşmektedir. Bunlar; alışkanlıklarımızın bizi engellediğinin farkında
olmadığımız tasarı öncesi aşama, sorunumuzu anlamaya çalıştığımız tasarı
aşaması, harekete geçmek için attığımız ilk gerçek adımın bulunduğu hazırlık
aşaması, alışkanlıklarımızı değiştirmek için yaptığımız faaliyetleri içeren
hareket aşaması, karşılaşılan sorun ve
sıkıntılarla baş etmek için gösterilen çabaların yer aldığı kararlılık aşaması
ve son olarak değişimin tamamlandığı bitirme aşamasıdır. (Özgen, 2004)
Ancak yapılan bir araştırmada alışkanlıklarla zamanı
planlama arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.(Kelly, 2003)
B.Örgütsel Zaman
Yönetimi:
Zaman yönetiminin bir diğer biçimi olan örgütsel zaman
yönetimi ise araştırmayla daha ilgilidir. Bu yüzden bu başlık daha ayrıntılı
incelenecektir.
Örgütsel zaman yönetimi hakkında bilgi edinmek için öncelikli
olarak bilinmesi gereken nokta örgütsel zamanın ne anlama geldiğidir.
Örgütsel zaman, örgütün mal ve hizmet üretebilmesi için
belirli bir süre içinde yerine getirilmesi gereken işlevlere, personel ve
makineler tarafından harcanan sürelerin toplamıdır. .(Yılmaz ve Aslan,
2002:26). Bu bağlamda örgütsel zaman yönetiminin amacının; bu sürecin
düzenlenmesi, etkin bir şekilde kullanılması olduğu söylenebilir. (Akatay, 2003)
Şüphesiz örgütsel ve kişisel zaman
yönetimini birbirinden bağımsız birer olgu olarak görmek doğru olmayacaktır.
Zira örgütsel faaliyetler içinde bulunan bir yöneticinin zaman gibi değerli bir
kaynağı doğru kullanabilmesi için hem kişisel zamanını hem de örgütsel zamanını
iyi yönetmesi gerekmektedir. (Yılmaz ve Aslan, 2002)
Örgütsel Zamanın Etkin kullanılmasını sağlayan faktörleri
şöyle sıralamak mümkündür:
1.Öncelikleri
Belirleme: Yapılması gereken işlerden önemli olanların
belirlenmesi ve önem sırasına göre görevlerin yerine getirilmesidir.(Çolakoğlu,
Ö.,çev., 2003)
Öncelikleri belirleme konusunda en çok yararlanılan
prensip Pareto İlkesi’dir. Pareto ilkesine göre “Bir işe harcanan zamanın
%20’si, sonuçların %80’ini oluştururken, harcanan zamanın %80’i sonuçların
%20’sini oluşturmaktadır.” (Yılmaz ve Aslan, 2002:28) Yani önemli işler zamanın
sadece küçük bir kısmını kapsamaktadır. .(Çolakoğlu, Ö.,çev., 2003)
2.Planlama: Zaman Yönetiminde üzerinde durulması gereken en önemli faktörlerden
birisi planlamadır. Doğru bir zaman yönetimi öncelikli olarak amaçların
belirlenmesini kapsarken bunun yanı sıra planlı olmayı da içine almaktadır.
Planlama, kişinin gitmeyi amaçladığı yöne rasyonel bir yöntemle hareket ederek
ne yapması gerektiğine önceden karar vermesidir(Yılmaz ve Aslan, 2002).Bir
görüşe göre “planlama için ayrılan her 1 dakika uygulamada 3-4 dakika
kazandırmaktadır.”(Akatay, 2003 : 289)
Planlı olma bireyin işinin ne kadar süreceğini tahmin
etmesini kolaylaştıracağı ve buna bağlı olarak kişinin motive olmasını
sağlayacağı için zaman üzerindeki kontrol duygusunu arttırmaktadır.(Smyte,
1999).Bir araştırmada ise kaygı zaman yönetimiyle ilişkili bulunmamasına karşın
zamanı planlamayla negatif yönde ilişkili bulunmuştur. Kaygının azalması
planlamayla mümkün olabilmektedir.(Kelly;2003)
Planlama biçimleri kısa vadeli, uzun vadeli ve günlük
planlamalar (programlar) olarak sınıflandırılmaktadır. (Çolakoğlu, Ö.,çev.,
2003) Bu planlama türleri üç aşamada gerçekleşmektedir: Hedef belirleme, hedefe
ulaşmak için plan geliştirme ve planı uygulamak için zamanı denetleme. (Yılmaz
ve Aslan, 2002)
3.Zamanı
Programlama: Günlük planlar olarak da
nitelendirilebilir. Yapılan programlarda bireyin önemli işlerini yüksek
enerjiye sahip olduğu saatlere koyması ve yapılması gereken işler konusunda
esnek davranması verimlilik açısından büyük önem taşımaktadır. (Yılmaz ve
Aslan, 2002)
4.Etkili İletişim: Yöneticinin iletişimde açık olması ve karşısındakinin seviyesine
uygun iletişim kurması anlamına gelmektedir. Bu durum gerçekleştiğinde birey
iletişimdeki bozukluklardan kaynaklanan zaman kaybını önleyecektir. (Akatay, 2003)
5.Erteleme
Davranışının Engellenmesi: Erteleme,
bireyin önemli işlerini sonra yapılmak üzere bir kenara bırakmasıdır.
Planlamadan farklı olarak ertelenen davranışın ne zaman yapılacağı hakkında
kişi kesin bir zaman belirtmez. Kararsızlıktan farkı ise karar verememekten
kaynaklanmamasıdır. Erteleme davranışının engellenmesiyle kişinin işleri
aksamayacak, zaman kaybolmayacaktır. (Özgen, 2004)
6.Karar Verme: Örgütsel alanda zaman kaybettiren en büyük faktörlerden birisi de
karar verme problemidir. Karar verme süreci olması gerektiğinden daha az ise
yanlış kararlar alınır ve yeni bir karar vermede fazla zaman harcanır. Karar
verme sürecinin artması da zaman kaybetmeye yol açmaktadır. Bu durumda karar
vermenin uygun zamanda gerçekleşmesinin zamanı kontrol etmede büyük önem
taşıdığını söyleyebiliriz. (Yılmaz ve Aslan, 2002)Özellikle kriz dönemlerinde
sınırlı bir zaman diliminde sağlıklı bir karar almanın zor olması kişide stres
yaratır.(Akatay, 2003;Tutar, 2000)
Hızlı karar verme politikasının yürütüldüğü kurumlarda
çalışanlardan zamanlarını sadece verilen görevleri yerine getirmede
kullanmaları istenmekte ve karar verme sürecinde kaybedilecek zaman ortadan
kaldırılmaktadır. Bu durum yöneticilerin karar vermeyle ilgili yükünü daha da
ağırlaştırmaktadır. Yani karar verme sürecindeki hız kötü sonuçlara yol
açmaktadır. (Zell, Glassman & Duron,2007)
Kullanılan bir
başka politika olan depo işlerinde ise hız ve yaratıcılığın her ikisi de göz
önünde bulundurulmuştur. Bu, karar vermede gecikmeye yol açmasına rağmen daha
doğru fikirlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Yani bazen karar sürecinin
gecikmesi üretim açısından olumlu sonuçlar da doğurabilmektedir.(Zell, Glassman
& Duron,2007)
7.Yetki
Devri: Wells’e göre yetki devri; “operasyonel ya da
yönetsel bir ya da birkaç anlamlı görev ve sorumluğun bir ya da birkaç asta
verilmesidir.” (Yılmaz ve Aslan, 2002:32)
Yetki devri önemli ve dikkat edilmesi
gereken bir husus olması nedeniyle devredilen görevlerin ne olduğuna bir kez
karar verildikten sonra yöneticinin geri çekilmesi gerekir.(Kardam, A., çev.,
2006). Ayrıca yönetici hangi astına hangi görevi vermesi gerektiğini
bilmelidir.(Akatay, 2003)
Yetki devri kişinin verimini
yapabileceklerinden denetleyebileceklerine genişletir ve yapılması gereken daha
önemli işler için zaman kazandırır. Astların bilgi ve becerisini geliştirerek
karar yetkisinin en alt düzeyde kalmasını sağlar. (Yılmaz ve Aslan, 2002)Bu
durum depo işleri politikası yürüten örgütlerde görülür. (Zell, Glassman &
Duron,2007)
Birçok
yönetici yetkilerini devretme konusunda istekli davranmamaktadır. Ancak zamanın
doğru yönetilmesi ve yöneticinin üstündeki yükün azalması için, yöneticilerin
astlarına da yetki devretmesi gerekmektedir.(Akatay,2003)Bu durum kişisel zaman
yönetimi içerisinde düşünüldüğünde kişinin istekle yapmadığı, kendisini
yavaşlatan ve engelleyen işler için geçerlidir.(Pippin, 2000).
Yetki devri üstten asta aktarıldığında
bu tür olumlu sonuçlara yol açarken, astın üste yetki devretmesi(ters yönde
yetki devri) durumunda olumsuz sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bunun sonucunda
işler aksamakta, astlar sorumluluk almaktan kaçınmakta ve zaman
kaybolmaktadır.(Yılmaz ve Aslan, 2002) Asttan üste yetki devri daha önce de
bahsedilen hızlı karar politikası sürdüren örgütleri anımsatır. (Zell, Glassman
& Duron,2007)
8.Kesintileri
Ortadan Kaldırma: İş yaşamında en çok karşılaşılan
problemler, telefonların uygun biçimde kullanılmaması, gereksiz toplantı ve
ziyaretçilerin bulunmasıdır.
Bu tür problemler çalışanların
özellikle yöneticilerin işini kesintiye uğratmakta ve işe tekrar konsantre olma
güç olduğundan oldukça fazla zaman kaybetmelerine neden olmaktadır. Bu sorunlar
kontrol altına alınarak zamandan büyük oranda tasarruf etmek mümkün
olabilir.(Akatay,2003)
Örgütsel Zaman Yönetiminde yer alan ve
özellikle yöneticiler için büyük tehlike oluşturan bazı eylemler bulunmaktadır.
Zaman tuzakları adı verilen bu faktörleri şöyle sıralamak mümkündür:
Plansızlık, öncelikleri belirleyememe, yetki vermeme,
erteleme, açık kapı politikası (çalışanları tarafından sürekli ulaşılabilir
olması açık kapı politikası olarak tanımlanır. Bu durum yöneticinin işlerini,
dolayısıyla zamanını engelleyecektir. Bunun için ara ara ulaşılamayan olmak
gerekmektedir.), kesintiler (toplantı, telefon görüşmeleri, ziyaretçiler),
“Hayır” diyememe ( Başkalarının isteklerine karşı söylenen her “Evet” kişiye
yeni bir sorumluluk getirir. Bu nedenle “hayır” demeyi öğrenmek gerekir.),
düzensiz iş mekanı ve masa düzeni (kişinin aradığını bulmasını engelleyeceği
için zaman kaybettirir), mükemmeliyetçilik(potansiyelinin üstünde hedef koyarak
ona ulaşmaya çalışma ve bu konuda esnek olmama), kendine aşırı güven ya da
güvensizlik, yüksek kaygı ve işi hafife alma ve alışkanlıklar. (Akatay,2003;
Özgen, 2004; Yılmaz ve Aslan, 2002)
Zaman yönetimi konusundaki tüm teknikler ve ortaya
konulan hipotezler bazı bireyler tarafından inkar edilmektedir. Bunun en önemli
nedeni bireylerin her şeyi organize etmeyi ürkütücü bulmasıdır. Çünkü bu durum
kişiye kontrol edildiği duygusunu verecektir. Zamanın
kullanımıyla ilgili yapılmış olan bir araştırmanın sonuçlarına göre kızlar
erkeklere oranla zamanlarını daha iyi kullanmaktadır.(Sırmacı, 2003) Bu durumda
erkeklerin zaman yönetimine karşı daha tepkili olduğunu ve denetlenmekten daha
çok kaçındıkları söylenebilir.
Ancak gerçekte kendini ve zamanını kontrol eden yine
kişinin kendisidir. Bu denetlemelerin sürekli olmaması da ortaya konmuş olan
bir başka düşünce biçimidir. (Özgen, 2004)
Zamanı etkili kullanmak için ortaya çıkmış olan zaman yönetiminin
uygulanması kişisel hayatta, özellikle üretimde verimliliğin sağlanması
amacıyla örgütlerde büyük önem taşımaktadır. Çünkü hem yöneticiler hem de
örgütler için “zaman” en önemli kaynaktır ve olabildiğince iyi yönetilmelidir. (Akatay, 2003).
Zamanın etkin kullanılması ve zaman
tuzaklarından kaçınılması kişinin boş zamanlarının artmasına neden olacaktır.
Yapılan bir araştırma sonuçlarına göre kadın öğretim elemanlarının yeteri kadar
boş vakti olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu çalışmaya göre özel ve sosyal
hayatlarındaki rolleri çok fazla zamanlarını almaktadır. (Aydoğan, Gündoğdu,
2006). Ancak bir başka araştırmaya göre öğretmenlerin sosyal ve kültürel
faaliyetler için yeterli vakti olmaktadır.(Kaya, Tutal, 2005) Bu durum öğretmen
ve öğretim elemanları arasındaki farkı göstereceği gibi zaman üzerindeki
kontrol farklılıklarının bir sonucu da olabilir.
Uzman Psikolog Aylin Ozdes
Uzman Psikolog Aylin Ozdes
KAYNAKÇA
·
Özgen, C. (2004). Etkili Zaman
Yönetimi (1). Ankara: Bilkent Üniversitesi Yayını.
·
Adair, J. (2003). Etkili Zaman
Yönetimi (1). (Ö. Çolakoğlu, Çev.). İstanbul: Babıâli Kültür Yayıncılığı.
·
Akatay, A. (2003). Örgütlerde
Zaman Yönetimi. Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2 (10), 281–300.
·
Yılmaz,
A., Aslan, S. (2003). Örgütsel Zaman Yönetimi. Cumhuriyet Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 1 (3), 25–46.
·
Sırmacı,
N. (2003). Matematik Öğretmenliği Anabilim Dalı Öğrencilerinin Ders Çalışma
Alışkanlıklarının Farklı Değişkenler Açısından İncelenmesi. Kastamonu
Eğitim Dergisi, 2 (11), 259–366.
·
Aydoğan,
İ., Gündoğdu, F. B. (2006). Kadın Öğretim Elemanlarının Boş Zamanlarını
Değerlendirme Etkinlikleri. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2 (21),
217–232.
·
Kaya,
K., Tutal, Y. (2005). Öğretmenlerin Boş Zamanlarında Sosyal ve Kültürel
Etkinliklere Katılımları ile İlgili Tutumları. Süleyman Demirel
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2 (10), 271–289.
·
Zell,
D. M., Glassman, A. M. & Duron, S.A. (2007). Strategic Management in
Turbulent Times: The Short and Glorious History of Accelerated Decision Making
at Hewlett-Packard. Organizational Dynamics, 1 (36), 93–104.
·
Francis-Smythe,
J. A. (1999). On The Relationship Between Time Management and Time Estimation.
The British Psychological Society, 1 (90), 333–347.
·
Kelly,
W. E. (2003). No Time to Worry: The Relationship Between Worry, Time
Structure and time Management. Personality and Individual Differences, 1
(35), 1119–1126.
·
Pippin,
A. (2000). Time… Time… Not Enough Time. Hispanic Times.
·
Mentor,P.(2006).
Zaman Yönetimi. (A. Kardam, Çev.).İstanbul: Optimist Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder